İzin verilmek
Sorunu sor hemen cevaplansın.
izin verilmek teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- be supposed to
- be allowed to
- izin ver
- (Bilgisayar) allow cookie
- izin ver
- (Bilgisayar) permit only
- izin ver
- (Bilgisayar) allow
Talking in the library is not allowed.
-Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
My father won't allow me to keep a dog.
-Babam benim köpek bakmama izin vermez.
- izin ver
- let
I can't let him alone.
-Ben ona tek başına izin veremem.
You can drink water, but you can also let it walk.
-Su içebilirsin fakat aynı zamanda da onun yürümesine izin verebilirsin.
- izin ver
- made allowances for
- izin ver
- {f} permitted
He decided that if God didn't exist then everything was permitted.
-Tanrı olmasaydı, o zaman her şeye izin verileceğine karar verdi.
It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.
-Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.
- izin ver
- {f} permitting
I will come, weather permitting.
-Hava izin verirse, gelirim.
- izin ver
- allow to be
- izin ver
- {f} allowed
You are not allowed to violate the rules.
-Size kuralları ihlal etmek için izin verilmez.
No ambiguities are allowed in a contract.
-Bir sözleşmede belirsizliklere izin verilmez.
- izin ver
- {f} consent
His mother will not consent to his going there alone.
-Annesi onun oraya yalnız gitmesine izin vermeyecek.
If I'd known that it would come to this, I would have never consented.
-İşin buraya geleceğini bilseydim, izin vermezdim.
- izin ver
- make allowances for
- izin ver
- {f} permit
They were not permitted to cross into Canada.
-Onların Kanada'ya geçmeleri için izin verilmedi.
It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.
-Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi.
- izin ver
- let&
- izin ver
- allow to
- izin ver
- allowto
- izin ver
- countenance
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.